makale

0-6 yaş arası çocuklar için oldukça önemli bir kavramdır okul öncesi eğitim.
Çocuklarımızın zihinsel ve kişilik gelişiminin %70’i 0-6 yaş arasında tamamlanmaktadır.Bu süre içerisinde kazanılan davranış biçimleri,tüm yaşam boyunca devam etmektedir.
Okul öncesi eğitim sosyal ve duygusal gelişimi destekleyerek, yetişkinlik döneminde de kişilerin daha üretici ve verimli olmalarını ve sahip oldukları potansiyeli tam olarak kullanmalarını sağlar.
Okulöncesi eğitim, insan gelişiminin en hızlı ve en duyarlı dönemini oluşturur. Yaşamın ilk yıllarında alınan eğitimin ve geçirilen deneyimlerin, ileri yaşlardaki öğrenme yeteneği ve gelecekteki başarı üzerinde de önemli etkileri vardır..
0-6 yaş arasındaki çocuğun eğitiminde en önemli rol ana-babaya düşmektedir. Bu nedenle öncelikle ana-babanın bilinçlendirilmesi çalışmaları önem kazanmaktadır.Ülkemizde okulöncesi eğitim kurumlarının azlığı dikkate alındığında,okul öncesi eğitimi veren kitap,oyuncak ve benzeri materyalin önemi ve bunların kullanımı konusunda velilerin bilgilendirilmesinin zorunluluğu açıkça görülmektedir.
Öneriler
1- Çocuk 3 yaşına geldiğinde sağlıklı eğitim ve gelişimi için bir kurumda okul öncesi eğitim programından yararlanmaya başlamalıdır. Bu eğitime çocuğun bireysel özelliklerine göre, yarım günle başlanabilir. 4-5 yaşlarında tüm güne geçebilir.
2- Okul öncesi eğitim kurumu, çocuk için ailesinden ilk ayrılış olacağı için kuruma alışmakta zorlanabilir. Burada önemli olan çocuğun belli zamanda annesi tarafından ziyaret edileceği ve belli saatte servisi tarafından alınacağı konusunda oluşturulacak güvendir. Bu güvenin oluşturulması için gerektiğinde anneye kademeli uzaklaştırma uygulanabilir. Örneğin birinci mutfakta bekleme, ikinci gün bahçede bekleme, üçüncü gün sadece öğlen yemeğinde görüşme gibi.
3- Çocuğun kurum ortamına alışabilmesi için, aile üyelerinin tümü kararlı olmalı, bu konuda çocuğa ödün vermemelidir. Çünkü anne babasının bu konudaki çelişkili tutumu, gelecekteki okul fobisinin nedeni olabilir. Anne yada büyükanneden gelebilecek bugünlük gitme olu düşüncesini çocuk kullanabilir ve kuralları olan bir kurum yerine kuralları olamayan yada kolay olan aileyi yeğleyebilir. Bu nedenle çocuğun ana okuluna başlamasında zamanlama doğru yapılmalı, alınan karar uygulanmalıdır. Annenin sabahları kurumdan ayrılmasının ardından çocuk sınıfa uyum sağlamışsa okula devamına ısrar edilmeli, tersine çocuğun ağlaması halinde bir uzman görüşüne başvurulmalıdır.
4- Okul öncesi eğitim kurumu, ister çocuk evi olsun, ister anaokulu olsun, çocuğu barındıran değil, eğiten bir kurum olmalıdır. Amaç annenin yokluğunda zamanı geçirmek değil, çocuğun okul öncesi eğitim programından yararlanmasını sağlamaktır. Bu nedenle anne babalar okul seçiminde titiz davranmalı ve kurumun programını, öğretmenini, fiziki koşullarını inceleyerek karar vermelidir.

Ali Akdeniz

ALINTI


                              Anaokulu uyum süreci
Okul öncesi dönem çocuğunuzun bilişsel, duygusal ve sosyal gelişimi açısından yaşamında çok büyük bir yer tuttuğunu biliyor muydunuz?  Bu dönemde çocuğunuzun  kişiliğinin %80 i oluşmaktadır. Bu nedenle anaokulu döneminde ilk sosyalleşme sürecini yaşayan çocuğunuzun bu dönemi sağlıklı geçirmesi çok önemlidir.

Anaokuluna alışma dönemi bazı çocuklar için çok sancılı geçmektedir. Çocuğun ilk güven duyduğu obje annedir, sonrasında baba ve bakımı ile ilgilenen anneanne, dede, hala vb kişilerdir. Alıştığı kişilerden sonra başka insanlara güvenmek, dış dünyaya açılmak çocuk için zor bir süreç olacaktır. Bu sürecin zor geçtiğini en çok gözlemlediğimiz aile yapıları aşırı koruyucu- kollayıcı tutum sergileyen anne  ve babalardır. Bu tip ailelerde çocuk bireyselleşmeyi sağlayamaz çünkü çevresindeki kişiler yoğun endişelerinden dolayı ya da o henüz küçük diye  buna bir türlü  izin  vermemektedir. Büyüyen her çocuk bireyselleşmek için çaba gösterir, çevresini merak eder, dokunur, yürümek için çaba gösterir ve yürür, yürüyerek ulaşabildiklerinin sayısı artar ve daha çok merakı artar, istediklerini yapmak için sizinle inatlaşır ve kendini ortaya koyar, tüm bunlar çocuk için bir bireyselleşme çabasıdır.
Çocuğun anaokuluna başlama sürecinde sadece çocuk değil annenin de duygusal olarak hazır olması gerekir. Çocuğun ayrılırken duygusal olarak annenin üzüntü ve kaygısını hissetmesi anaokuluna uyum sürecini zorlaştırmaktadır. Çoğunlukla karşılaştığımız durum annelerin çocuklarının ağlamalarına dayanamadıkları noktada onları anaokulundan alma davranışı göstermeleridir. Bu tutum çocuğun gelişimi için oldukça tehlikeli bir durumdur. Bu nedenle annenin duygusal olarak bu kısa süreli ayrılık sürecine hazır olması ya da iki tarafın ayrılık anksiyetesi yaşamaması için kurum psikoloğu ile birlikte hareket edilmesi gerekir.
Anaokulu öncesinde uyum sürecini kolaylaştırmak için  oyun grupları oldukça yararlı olmaktadır. Kısa sürelerle başlayan ayrılıklar zamanla daha uzun sürelere yayılmakta ve çocuğun endişesini azaltmaktadır.
Anne – babanın çocuğun  içinde bulunduğu yaş itibariyle ayrılık kavramına zihinsel olarak hazır olmadığının farkında olması gerekir. “Sadece 1 saat oyna sen ben hemen gelicem ” ya da  “ Eve kadar gidip gelicem “ ifadesini bir yetişkin gibi algılayamaz,    “annem beni bırakıp gitti, bir daha gelmeyecek” olarak algılar ve yoğun endişe yaşar . Bu nedenle anaokuluna uyum sürecinde ilk günlerde annenin de okulda kalması yararlı olacaktır. Çocuk anneyle aynı sınıfta durma ihtiyacı duyuyorsa o  oyun oynarken anne bir köşede kitap, dergi vs okuyabilir, zamanla uzaklaşma ve güven çalışmalarına devam edilmesi yararlı olacaktır. Annesinin okulda olduğunu hisseden çocuk kendini daha rahat hissederek oyunlara katılacak  ve birlikte olduğu öğretmenine, arkadaşlarına  güven duyacaktır. Anne ve öğretmen birlikte hareket etmeli  ve zamanla anaokulundaki gereksinimlerin karşılanması anneden öğretmene geçmelidir.Öğretmenine güven duyan bir çocuk zamanla annenin  yokluğundan kaygı duymayacak, okula- arkadaşlarına uyum sağlayarak sağlıklı bir sosyalleşme süreci geçirmiş olacaktır.
Uzun süre okula adapte olamayan ve yoğun kaygılar yaşayan bir çocuğun anaokuluna gitme konusunda zorlanmaması gerekir. Çocuğun duygularının  ve  okulla ilgili düşüncelerinin çok iyi algılanması gerekir. Bu çocuk için travmatik bir olay olabilir ve farklı psikolojik problemler yaşamasına zemin hazırlayabilir. Bu çocuğun henüz okul yaşamına hazır olmadığını gösterir. Böyle bir durumda bir uzmanla hareket edilmesi daha sağlıklı olacaktır.
Anaokulu seçerken bir takım noktalara özellikle dikkat edilmesi gerekir. Anaokulunu seçerken çocuğun fikrinin alınması birincil şarttır. Orayı sevmesi ve kendini orada iyi hissetmesi önemlidir. Anaokulunda verilen eğitimin kaliteli olması , personelin konu ile ilgili olarak iyi yetiştirilmiş olması, hijyen ve güvenliğin sağlanması, kurumda bir psikolog bulunması da dikkat edilmesi gereken noktalardandır. Size düşen görev ise öğretmeni ve diğer anaokulu çalışanları ile iletişimizi sürekli olarak sürdürmeniz ve birlikte hareket etmeniz.

Psikolog Eda GÖKDUMAN
ALINTI

                                    Tuvalet Eğitimi
Her çocuğun gelişimsel hızı farklıdır. Bu nedenle her çocuk farklı zamanlarda tuvalet eğitimine başlayabilir.  Bir çok anne- baba,  çocuklarının bir an önce çiş eğitimine geçmesi için acele etmekte ya da bu konuda geç kaldığını düşünmektedir.
Tuvalet eğitimine ne zaman başlanmalı? Ne zaman geç kalınmış olur ? Tuvalet eğitiminde bazı çocuklar 3-3.5 yaşa kadar fiziksel ve zihinsel anlamda hazır olmazken bazı çocuklar 18- 24. aylarda hazırım sinyalleri vermekte ve kısa bir sürede bu eğitimi tamamlamaktadır.

Öncelikli olarak çocuğunuzun çiş eğitimi alabilmesi için fiziksel ve zihinsel  anlamda bu  eğitime hazır olması gerekir. Eğer çocuğunuz 3 saatten fazla idrarını tutabiliyor hale gelebiliyorsa bu sürece hazır hale gelebildiğini gösteriyordur. Çünkü çocuğunuz artık fiziksel ve zihinsel anlamda gerekli olan mesane kontrolünü sağlayabilmiştir. Tuvaletinin geldiğini size davranışsal ya da sözel anlamda  işaret  veriyorsa hemen bu uyarıları fark etmeli ve onu eğlenceli bir şekilde tuvalete götürmelisiniz. Çocuğunuzu tuvalet eğitimine olan motivasyonu da oldukça önemlidir. Tuvalete giderken sizi taklit etmeye başlamışsa ve bağımsız olarak hareketlerini kontrol etme ihtiyacı duyuyorsa ( ben yapacağım gibi) işiniz daha da kolaylaşır. Fakat bu motivasyonu sağlaması için sabırlı olmalı ve onu beklemelisiniz. Önemli olan sizin eğitime başlama kararınız değildir onun hazır olduğu andır. Siz ne kadar çok isteseniz de, çok çabalar gösterseniz de bu eğitim süreci başarısız olabilir, o hazır olduğunda size olumlu tepkiler verecektir.
Tuvalet eğitimine başlarken sizin de çocuğunuzun da içinde bulunduğu ortamın huzurlu olması çok önemlidir. Stresli bir dönemde ise bu eğitime hazır olamayacak siz de bu süreçte gerekli sabrı gösteremeyeceksinizdir. Bazı çocuklar bu eğitim sürecini kısa bir zamanda tamamlarken  bazı çocuklarda bu süreç ayları alabilir. Bunun için acele etmemeli, çocuğa baskı yapmamalı ve endişenizi çocuğunuza hissettirmemelisiniz. Bunu hisseden çocuğunuzun tuvalet eğitimi gecikecek ve çocuğunuz beklediğiniz tepkileri veremeyecektir.
Hazır olduğunu hissettiğiniz çocuğunuzla önce bir alışverişe çıkın ve ona kendi seçtiği ve beğendiği ( tercihen eğlenceli)  bir tuvalet oturağı almalısınız. Eve oturağı getirdiğinizde tuvalette istediği bir köşeye birlikte yerleştirin, oyuncaklarını ya da bebeklerini yanına getirin ve oturağında oturtmalı oyunlar oynayın.Eğer yetişkin tuvaletine yerleştirilen bir oturak almışsanız çocuğunuzun kendisini güvende hissetmesi ve korkmaması için ayaklarını koyabileceği bir zemin hazırlayın. Daha sonra kendisinin oturup oturmak istemediğini sorun   ( eğer istemiyorsa onu zorlamayın) , başlangıç olarak hemen kıyafetlerini soymayın, bu onu tedirgin edebilir. Ama bunu sözel olarak ifade edebilirsiniz.( çişimizi yaparken altımızda pantolonumuz varsa çıkarırız, çünkü çişimiz üstümüze gelir gibi)  Sonrasında aslında bunun bir oyuncak olmadığını , kakası ya da çişi geldiğinde kullanması gereken bir materyal olduğunu ona anlatın. Kendinizden – babasından örnekler verebilirsiniz. Bu yaş dönemleri taklit davranışların en çok gözlemlendiği dönemdir . Bu nedenle tuvalet eğitiminde de sizi taklit etmesini sağlayabilirsiniz. Bezine kakasını yaptığında bezdeki kakayı tuvalet boşaltın ki oturağının ne işe yaradığını ona daha net bir şekilde gösterebilesiniz.
Çocuğunuz oturağına oturmayı kabul ettiğinde bu davranışın onun yaşamının rutin bir parçası olduğunu ona gösterin.Yani kahvaltıdan sonra, banyodan önce, sokağa çıkmadan önce, uyumadan önce uygulayın. Bunu yaparken önce az sayıda yapın zamanla bu sayıyı arttırın. Eğitimi çocuğunuza başlangıçta sık sık hatırlatır ve onu sürekli olarak tuvalete götürürseniz onu bu durumda sıkarsınız ve sizinle  inatlaşmaya başlar. Tuvalete gidemediğinde  ya da yetişemediğinde altına kaçırabilir, bunu olağan karşılayın ve hemen eskisi gibi rutin temizliğini yapın, başarılarını övün , kazaları görmezden gelin. Kendisini suçlu hissetmemesine özen gösterin. Başardığını gören çocuk kakasını ya da çişini yaptığında  görmek isteyebilir, bu nedenle hemen sifonu çekmeyin. Bu onu mutsuz edebilir. Gündüzleri  bez kullanmayın, bu dönemde alıştırma kilodunu kullanabilirsiniz. Önce gündüz sonra gece kaçırmaları sona erecektir. Çocuğunuz yukarıda anlattığımız tepkileri vermediğinde sinirlenmeyin, hemen çiş eğitimine ara verin, sonrasında yeniden başlayabilirsiniz, bunu onsuz başaramazsınız bu nedenle onun hazır olmasını beklemek zorundasınız. Kız çocukları tuvalet  eğitimine erkek çocuklarından daha önce hazır hale gelebilirler.Kız çocuklarında tuvalet temizliğinin önden arkaya doğru yapılması gerektiğini unutmayın.Kızınız kendi kendine bunu yapabilecek duruma geldiğinde ona bunu öğretin ve sonrasında 2. bir tuvalet kağıdı ile kurulamasını öğretin. ( hafif vuruşlar şeklinde – hızlı yapmamasına dikkat edin)
Tuvalet eğitiminde idrar yolu enfeksiyonları gözlemlenebilir. Sık idrara çıkma, altına kaçırma, çiş yaparken acıma , karın ağrısı ile karşılaştığında çocuk doktorunuzla iletişim kurmalı ve eğitime bir süreliğine ara vermelisiniz. Kız çocukları ve erkek çocuklarının tuvalete oturma şekli birbirinden farklıdır. Bazen kız çocukları erkekler çocukları gibi, erkek çocukları da  kız çocukları gibi oturmak isteyebilir. Bunu başlangıçta çok fazla engellemeyin, birkaç kere deneyebilir, zamanla bu pozisyona vücut parçalarının uygun olmadığını anlayacak ve doğru oturma pozisyonuna geçebilecektir.  Fakat erkek çocukları kız çocuklarına göre iki pozisyonu birlikte öğrendiklerinden  bu süreç kız çocuklarına göre daha uzun sürebilir. Çünkü çişini yaparken ayakta, kakasını yaparken oturuyor olacaktır , bu nedenle tuvalet eğitiminde kız çocukları ile oğlunuzu asla karşılaştırmayın. Oğlunuz önce oturarak yapmayı öğrenebilir, ayakta yaparak öğrenmesini sağlamak için baba, amca ya da dayısını  izlemesini sağlayabilirsiniz, onu örnek alabilir. Bu çalışmalar yapılırken ayakta çiş yapmayı eğlenceli hale getirebilirsiniz, ( hedefe ulaşma oyunu: peçeteyi tuvaletin içinde bir köşeye düşürün ve onu ıslatma oyunu oynayın, ıslatınca mutlu olun ve takdir edin) ) Bu geçiş süreci  için de onu zorlamamaya özen gösterin.
Çocuğunuz tuvalette uzun süre oturmak istemeyebilir bu süreyi uzatmak ya da tuvalette sıkılmasını engellemek için birlikte oyuncakları ile vakit geçirebilir, güzel masallar anlatabilir, hikayeler okuyabilirsiniz.  Kabızlık durumları da bu süreçte sıklıkla karşılaştığımız bir durumdur, böyle durumlarda çocuk doktorunuzla iletişim kurmalısınız. Bir süre ara verebilirsiniz . Tüm yukarıda anlattıklarımı yapmanıza rağmen çocuğunuz tuvalet eğitimini gerçekleştiremiyorsa bir çocuk doktoru ya da   çocuk psikiyatristi ile görüşmeli ve ayrıntılı muayene ettirmelisiniz.
Psikolog Eda Gökduman

ALINTI